Hiç ölümümün bu şekilde olacağını düşünmemiştim. Freni patlamış bir kamyon, alerjik bir reaksiyon, açık unutulmuş bir rögar kapağı, boğulma, genç yaşıma rağmen bir kalp krizi, deprem, bir hatalı sollama… Hepsi daha mantıklıydı bundan. Veya daha kahraman gibi ölebilirdim. Haberlerimi “Genç adam, küçük kızı ezilmekten kurtarmak için canını feda etti” diye sunardı spikerler, bir süre konuşulurdum,…
Kategori: Blog
Sosyal Yaşamdaki Eril Tahakküm
Doğduğumuz gün giydirilen tulum renklerimizle başlıyor ayrışmamız. Kızsak pembe, erkeksek mavi giyiyoruz. Biraz büyüyüp oyunlar oynamaya başladığımızda gözlemlerimiz hayal gücümüzü güdükleştiriyor. Babamız işe gidiyor, annemiz yemek yapıyor. Biz de kurduğumuz oyunlarda babaysak işe gidiyor, anneysek ev işlerine yönelik oyunlar kuruyor ,kocamıza yemekler hazırlıyor ve oyuncak bebeğimizin karnını doyurup altını temizliyoruz. Bize seçme şansı bırakmayan ailemiz…
Kapanmış Tiyatroların Tozlu Parfümü, Sen ve Kar
O kadar gerçekçi üşürdün ki, Ceketlerini çıkarıp sahneye uzatma hayalleri kurardı Delikanlılar. Ağlarken gözyaşlarının Tahta zeminde çıkardığı pıt sesi Yankı yapardı. Tiyatronun kırmızı koltukları, eteklerindi Sanki. Saatlerce oturup, Ağzından çıkacak her yeni kelimeyi Bekleyebilirdim. Kalbim çıkardı yerinden, Repliğini unuttun diye. Bilerek beklerdin oysa “Seni seviyorum” demeden önce. Etkisi bilindiğinden, Her oyunda bir ‘Seni seviyorum sahnesi’…