Merhaba, ben Hanife Berre. Bu yazıyı, hayatımda iz bırakan ve kişisel gelişimime büyük katkı
sağlayan bir deneyimi sizlerle paylaşmak için kaleme alıyorum. Katıldığım Erasmus+ KA153
projesi kapsamında, Paydaş Eğitim Kültür ve Sanat Derneği’nin yürüttüğü “Digital Version of
Volunteering” isimli projeye dair yaşadıklarımı, hissettiklerimi ve öğrendiklerimi anlatmak
istiyorum.
Dijital Çağda Gönüllülükle Tanışmak
Her ne kadar teknolojiyle iç içe doğmuş bir kuşaktan olsak da bu projeye kadar dijital gönüllülük
kavramı bana oldukça yabancıydı. Gönüllülük denince aklıma hep fiziksel yardım, sahada
yapılan faaliyetler gelirken; bu projenin bana kazandırdığı bakış açısıyla gönüllüğün dijital
ortamda da ne kadar etkili ve gerekli olabileceğini öğrendim. Projenin ilk gününden itibaren,
alanında uzman ve oldukça ilham verici eğitmenlerimiz sayesinde dijital gönüllülük hakkında
detaylı bilgiler edindik. Hangi platformlar üzerinden gönüllü olunabileceğini, hangi yazılımların
kullanıldığını ve teknolojiyi topluma hizmet için nasıl dönüştürebileceğimizi tüm detaylarıyla ele
aldık.
Farkında Olmadıklarımı Keşfetmek
Bir İngilizce öğretmen adayı olarak, bu proje bana sadece gönüllülük değil, aynı zamanda dijital
araçları da yakından tanıma fırsatı sundu. Aslında her gün elimizin altında olan ama kullanım
amaçlarının farkında bile olmadığımız uygulamaların nasıl eğitimle entegre edilebileceğini
gördüm. Bu öğrendiklerimi gelecekteki derslerime dahil edebilecek olmak beni oldukça
heyecanlandırıyor. Teknolojiyi sadece tüketen değil, aynı zamanda üreten ve paylaşan bireyler
olmamız gerektiğini bu proje sayesinde daha iyi kavradım.
Zonguldak’ta Kültürlerarası Bir Yolculuk
Projenin en güzel yönlerinden biri de farklı ülkelerden gelen katılımcılarla birlikte vakit geçirmek
ve kültürel etkileşimde bulunmaktı. Doğup büyüdüğüm şehir olan Zonguldak’ı, belki de ilk kez bu
kadar farklı gözle gezip görme fırsatı buldum. Daha önce gitmediğim pek çok yeri yabancı
arkadaşlarımla birlikte keşfetmek, bu şehri bana yeniden sevdirdi. Kendi kültürümü tanıtırken
gurur duymakla kalmadım, diğer kültürlere olan ilgim ve saygım da arttı. Türk kültürünün
zenginliğini anlatma görevi adeta kutsal bir görev gibiydi bizim için. Elimizden geldiğince bu
görevi en güzel şekilde yerine getirmeye çalıştık.
Anılarla Dolu Etkinlikler
Proje boyunca düzenlenen interaktif etkinlikler, sadece bilgi öğrenmekle kalmamamızı sağladı.
Aynı zamanda hayat boyu unutamayacağım anılar biriktirmeme de vesile oldu. Özellikle Türk
kültürüne ait “kına gecesi” konseptini yabancı katılımcılara hem anlatmak hem de canlandırmak
bizim için çok özel bir anı oldu. Geleneksel rolleri seçerek küçük bir tiyatro gibi sunduğumuz bu
etkinlik, katılımcılar için unutulmaz bir deneyime dönüştü. Sadece izlemekle kalmayıp yaşayarak
öğrenmek, kültürel aktarımın en güçlü yoluymuş; bunu birebir görmüş oldum.
Intercultural Night: Tüm Renkleriyle Kültürlerarası Paylaşım
Projenin en renkli gecelerinden biri “Intercultural Night” idi. Farklı ülkelerden gelen
arkadaşlarımızın kültürlerine ait dansları, müzikleri ve özellikle de yöresel yemekleri denemek
büyük bir zevkti. Sadece yemeklerin tadı değil, o yemekleri kimlerin, hangi duygularla hazırladığı
da yemeği daha anlamlı hale getirdi. Aynı şekilde biz de kendi kültürümüze ait yemekleri,
müzikleri ve dansları tanıttık. Hep birlikte halaylar çektik, horonlar oynadık; kısacası kültürleri
müzikle ve dansla birleştirdik.
Dilin Ötesinde Bir İletişim
Projenin bana kattığı en kıymetli kazanımlardan biri de İngilizce pratiği oldu. Evet, bölümüm
İngilizce ama ne yazık ki günlük hayatta bu dili aktif kullanma şansım pek olmuyordu. Proje
süresince sürekli İngilizce iletişim kurmak zorunda kalmak zamanla kendime olan güvenimin
artmasına neden oldu. Artık yabancı birine kendimi rahatça ifade edebiliyor olmak hem mesleki
hem kişisel gelişimim açısından büyük bir adımdı. “Acaba konuşabilir miyim?” korkusu yerini
“Ben bunu yapabiliyorum!” özgüvenine bıraktı.
Kendimi Tanıma Fırsatı
Bu proje bana sadece teknik bilgiler değil, aynı zamanda kendimle ilgili farkındalıklar da
kazandırdı. Normalde kalabalıklar içinde konuşmakta zorlanan, topluluk önünde çekinen biri
olduğumu düşünürdüm. Ancak bu proje sayesinde, sandığımdan daha cesur, daha sosyal ve
daha girişken biri olduğumu keşfettim. Yeni insanlarla tanışmak, onlarla arkadaşlık kurmak,
farklılıkları kabul edip saygı duymak gibi beceriler kazandım. En önemlisi ise, sınırlarımı
zorlamaktan korkmadığımda neleri başarabileceğimi gördüm.
Bir Kararın Hayatı Değiştirmesi
İtiraf etmeliyim ki projeye katılıp katılmama konusunda başta tereddütlerim vardı. Çünkü proje
biter bitmez sınav haftam başlıyordu. Ancak sonunda kalbimin sesini dinledim ve “belki bir daha
böyle bir fırsat gelmez” diyerek katılmaya karar verdim. Şimdi geriye dönüp baktığımda, bu
kararın ne kadar doğru olduğunu görebiliyorum. Hayatımın en dolu dolu, en öğretici ve en keyifli
günlerini bu proje sayesinde yaşadım.
Teşekkürler…
Tüm bu kazanımlarımda emeği geçen, her anımızda destek olan ve bize bu fırsatı sunan başta
Paydaş Eğitim Kültür ve Sanat Derneği olmak üzere, tüm eğitmenlerimize ve proje arkadaşlarıma
gönülden teşekkür ediyorum. Hayatım boyunca unutamayacağım, bana yön gösteren bu projeyi
hep sevgiyle hatırlayacağım.
Hanife Berre Sağlam
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi
İngilizce Öğretmenliği